Zaman akıp gidiyordu. Ne zamana dur diyebiliyor ne de ruhuma çöken bu karanlığın içinden çıkabiliyordum. Kimseye demesem bile kendi içimde sonsuz bir mücadele içindeydim. Evladımı kaybetmiştim. Ciğerimin üzerine damla damla asit düştüğünü ve yaktığı her yerden çıkan dumanı sanki içime çekiyordum. Hayatta herkesin başına gelir zırvalıkları ise içimi dolduruyordu. Evet herkesin evladı ölür. Ama bu …