Araştırma-İnceleme

Nira Yuval-Davis: “Cinsiyet ve Millet “

Başlamadan

Metne giriş yapmadan önce üniversite yıllarımda çok sevdiğim bir hocamın sorduğu bir soruyla başlangıç yapmak istiyorum: “Neden bütün dinler, ideolojiler, devletler, otoriteler ideal bir kadın profili çiziyor? Neden kadının nasıl olması gerektiği konusunda farklı dayatmalarda bulunuyor?” Umarım bu soru sizlerde de farklı kapıları aralar…

*Cinsiyet ve Millet kitabını ele almadan önce konu ve kavramların kitapla bağlamını sağlayabilmek adına kısa bir bölümle başlamayı tercih ettim fakat takdir edersiniz ki konuyu derinlikli araştırmak isteyen birisi için bu oldukça yetersiz kalacaktır. Bu konularda merakını dizginleyemeyenler metnin sonunda naçizane bir ek okuma listesi bulabilirler.

Milliyetçilik ve uluslaşma süreci hakkında yapılan çalışmalar akademik camiada son zamanlarda oldukça fazla yer bulmaya başladı fakat şimdilerde bu denli popülaritesini arttıran milliyetçilik araştırmalarının sistematik bir şekilde ele alınmasının görece yeni olduğunu dile getirmek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Kimileri bu çalışmaların temellerini 18. yüzyılın sonlarında Herder’e, Fitche’ye ve hatta Kant ve Rousseau’ya kadar götürüyor olsa da sistemli bir çalışmanın ortaya çıkması için 1930’lara kadar bekleyen bir süreçten bahsetmemiz mümkün. Şimdiye kadar yapılmış olan araştırmalarda görmezden gelinen veya atlanılan bir nokta da toplumsal cinsiyet ilişkilerinin milliyetçilikle olan bağlantısı. Konuyu bu bağlamda ele alan ilk eser ise Yuval-Davis ve Anthias’ın 1989 senesinde çıkardıkları “Woman-Nation-State” olmuştu. Aynı zamanda yazımızda ele alacağımız “Cinsiyet ve Millet” kitabının da yazarı olan Yuval-Davis şimdilerde East London Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde misafir profesör olarak görev alıyor.

Modern zamanla beraber ulus-devlet şeklinde vuku bulan devlet kavramı, kendisini dönüşümsel bir değişimin içerisinde bulmuştur. Kutsal ve iktidar arasındaki ilişkisel bağ, ulus–devlet modelinin de temelini oluşturan dinimsi bir form oluşturarak, toplumun dönüşümünü “siyasetin kutsallaştırılması” (Karakuş, 2019: 19) ile sağlamıştır. Böylelikle modern devletler yeni kutsallar yaratmış ve topluma, bu kutsalların özden geldiği düşüncesini çeşitli enstrümanlarla benimsetmişlerdir. Yuval-Davis ise ele aldığımız “Cinsiyet ve Millet” kitabında toplumsal cinsiyet rolleriyle birlikte kadının ulus inşa sürecinin temel enstrümanları arasında olduğunu dile getiriyor.

 

Kitabımız iki farklı çarpıcı söylemle başlıyor:

“Kadın anne olmak istemediğinde, millet ölüm döşeğinde demektir.” (Msg. Karaman, Narod (Zagreb, Hırvatistan)

“Milletin kadınları, yani kadınların tümü mücadelemizin devleridir.” (Afrika Ulusal Kongresi’nin söylevi)

Esasında bu söylemlerle Yuval-Davis’in kitaba oldukça çarpıcı bir başlangıç yaptığını düşünüyorum. Eserde ortaya konulmak istenen düşünceyi fazlasıyla destekler nitelikte olan bu alıntılar aynı zamanda okuyucuların da kitaba başlamadan önce zihinlerinde bir şeylerin canlanmasına ön ayak oluyor. Kitapta ele alınan temel söylem; ulus oluşumunun kendisine özgü erkeklik ve kadınlık kavramlarını içerdiğidir. Tüm bu kavramsallaştırmaların da ötesinde ulusların, kadın üzerinden inşa edilmesini ve sistematikleştirilmesini ele aldığını söyleyebiliriz. Yani milletleri; biyolojik, sembolik ve kültürel olarak yeniden üreten şeyin bürokrasi ve entelijansiya değil de kadın olduğunu ileri sürüyor yazarımız.

Nira Yuval-Davis incelememize konu olan eserinin öncesinde, metnin başlarında da bahsettiğim, Floya Anthias’la birlikte yaptığı çalışmada kadınların milli ve etnik süreçlere beş farklı şekilde katıldıklarını öne sürüyor: (Özkırımlı, 2020: 231)

  • Etnik toplulukların üyelerini doğurarak;
  • Etnik/milli grupları birbirinden ayıran sınırları yeniden üreterek;
  • Etnik topluluğun/milletin ideolojik yeniden üretimine katkıda bulunarak ve etnik / milli kültürü kuşaktan kuşağa aktararak;
  • Etnik/milli farklılıkları belirleyen bir simge olarak;
  • Doğrudan milli ekonomik, siyasi ve askeri mücadelelere katılarak.

Esasında bu beş maddenin de ötesinde kitapta geçen bir dikotomiye dikkat çekmek istiyorum: Özel alan ve kamusal alan ayrımı. Özel alan olarak görülen ev; siyasetten ve toplumsal olandan ayrı olarak düşünülmüş, kadın ve çocuklar da bu alan içerisine yerleştirilmiştir. Kamusal alan ise siyaset ve bürokrasinin ana merkezi olarak ele alınmıştır. Kadınların kamusal alandan dışlanması siyasal alandan da dışlanmalarını beraberinde getirmiştir. Fakat özel alana itilmiş olan kadın, kamusal ve politik olandan ne kadar uzaklaştırılmış gibi gözükse de evin içerisinde hâkim ideolojik söylemin taşıyıcısı ve dolayısıyla koruyucusu konumuna gelmiştir. Bu noktada kelimelerle anlatmak istediklerimizi birbirinden farklı eserleriyle ortaya koyan Mateo Mate’nin çalışmalarına da göz atabilirsiniz. (https://mateomate.com/nazionalismo-domestico/) Yuval-Davis; kadınların, kendilerine uygun görülen toplumsal rollerini terk etmeleri hâlinde bunun uluslar adına bir felaket olarak algılandığını dile getirmekte. Belki de feminist teori, toplumsal rollere olan eleştirisini bu nüans üzerinden ele alıyor olsa çok daha farklı bir kapıyı aralayabilir. Kim bilir?

Kitabımız cinsiyet ve millet kavramlarının ilişkisinin her detayını didik didik edip belki de hiç fark edemediğimiz ve gündelik hayatta dahi maruz kaldığımız bazı detayları gözler önüne seriyor. Meraklıları için özellikle akıcı ve farklı pencereleri aralayacak bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Konu hakkında derinlemesine okuma yapmak istiyorsanız işte sizler için birkaç öneri:

  • Cumhuriyet’in Politik-Teolojisi – Gülbeyaz Karakuş (Cedit Neşriyat)
  • Milliyetçilik Kuramları – Umut Özkırımlı (Doğu Batı Yayınları)
  • Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet – Aylin Özman, Simten Coşar (İletişim Yayınları)
  • Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın – Fatmagül Berktay (Metis Yayınları)
  • Hayali Cemaatler – Benedict Anderson (Metis Yayınları)
  • Milletler ve Milliyetçilik – Eric J. Hobsbawm (Ayrıntı Yayınları)
  • Siyasi İdeolojiler – Andrew Heywood (Adres Yayınları)
  • Tanrı’nın Ölümü ve Kültür – Terry Eagleton (Yordam Kitap)
  • Toplumsal Cinsiyet ve İktidar – R. W. Connell (Ayrıntı Yayınları)

 

-Ertuğrul Ogan

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.