5'te Beş

Tolga Küçük: “Güzel Günler Bitti”

Merhabalar, öncelikle teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bu proje “Kar Kültür Sanat” sitesinin bir projesidir. Projenin amacı; dergileri, yazarları, çizerleri, şairleri daha da büyük kitlelere ulaştırmaktır. Bu neticede edebiyatımıza bir nebze olsun katkıda bulunabilmektir. Verdiğiniz destek için teşekkür ederiz.

Soru:1 Kendinizi nasıl tanımlarsınız, sizin gözünüzden kısaca kimdir Tolga Küçük?

Öncelikle size ve Kar Öykü okuyucularına merhaba demek istiyorum. Ben Tolga Küçük, 1984 İstanbul doğumluyum. Evli ve bir çocuk babasıyım. Bugüne dek çok sayıda dizi ve filmde senaristlik yaptım. TRT bünyesinde 600’den fazla belgesel yazdım. Pek çok dergide editör, muhabir, genel yayın yönetmeni gibi farklı alanlarda çalıştım. Bunların ortak noktası da benim için öykü. Kendimi bir öykü anlatıcısı olarak tanımlıyorum. Bir öykü anlattığım sürece platform ve tür fark etmiyor. Benim için dizi de, kısa öykü de, belgesel de, dijital platform postları da birer öykü. Tüm dünyaya hikâye gözüyle bakıyorum diyebilirim. Günlük hayatımda da böyleyim.

Soru:2 Uzun yıllardır senaristlik yapıyorsunuz. Sizin işiniz, en çok göz önünde olan işlerden biri ama neredeyse kimse senaristleri tanımaz. Genelde oyuncular tanınır, bilinir. Bu durumu senarist gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, senaristlikte 16 yılı devirdim ve onlarca yapımda görev aldım. Açıkçası bazı senaryo yazarları senaristlerin tanınmaması konusundan şikayetçi olsa da bence muhteşem bir durum! Şöyle söyleyeyim, sosyal medyanın patlamaya başladığı dönemlerde birkaç hesap açtım ve internette tanınmaya başladım. Sadece birkaç bin kişinin ilgisi dahi çok ağır geldi, fenomen olma yolundaki hesaplarımı kapatıp kabuğuma çekildim. Milyonların ilgisini tahmin bile edemiyorum! Ben çekirdek ailemle sade bir hayat yaşamayı ve vaktimi üretime ayırmayı tercih ediyorum. Eşimle ve oğlumla birlikte sürekli geziyoruz, o sırada ben basit bir sahil kahvesinde milyonlarca insanın izleyeceği sahneler yazıyor oluyorum ama kimsenin haberi olmuyor. Bu çok büyük bir lüks.

Soru:3 Sinagma Dijital’den bahseder misinizi bize. Nasıl kuruldu, ne iş yapar, faaliyet gösterdiği alanlar nelerdir?

Sinagma, eşimle birlikte kurduğumuz bir medya şirketi. Aslında ismi “Sinema” ve “Sigma” kelimelerinin birleşiminden geliyor, yani ileride sinema alanında faaliyet göstermeyi hedefliyoruz. Sinagma Dijital ise firmamızın dijital pazarlama alanındaki kolu. Şimdilik sadece dijital pazarlamada faaliyet gösteriyoruz. Eşim 11 yıllık dijital pazarlama uzmanı, ben de 16 yıllık konvansiyonel medya sektörü çalışanıyım. Uzun yıllar farklı firmalar bünyesinde çalıştık, geçen yıl ise güçlerimizi birleştirip kendi işimizi kurmaya karar verdik. Sinagma Dijital’le şu an marka danışmanlığı, marka konumlandırma, internet sitesi tasarımı, sosyal medya yönetimi, reklam, SEO gibi çok sayıda alanda faaliyet gösteriyoruz. 1 yılda 30’dan fazla firmaya hizmet verdik, çok başarılı projelere imza attık. Dijital pazarlamada geleneksel medya kurallarını bilmek çok önemli. Örneğin kadraj nasıl doldurulur, kitlenin ilgisi en hızlı nasıl çekilir, bu konularda televizyonculuktan gelen birikimimizi kullanıyoruz ve önemli sonuçlar elde ediyoruz. Diğer ajanslardan en büyük farkımız bu. Dijital dünya bugünün ve yarının gerçeği. Bu yüzden Sinagma Dijital’in ekibini büyütüyoruz ve daha büyük projeler için yatırım yapıyoruz. Dijital pazarlamada iddialı bir şekilde ilerlemek de öncelikli hedeflerimizden biri kısacası.

Soru:4 Kitabınızda özellikle “Keçe Keçe” öykünüz beni çok etkiledi. Bu öykünün ortaya çıkış hikâyesi var mı? Kitabınızdan genel olarak bahsetmenizi rica ediyorum. Bir de Tolga Küçük, öykülerini ya da senaryolarını nasıl yazar?

Özellikle bu öyküyü sormanıza çok sevindim. Kitapta gerçekten kişisel olan iki öykü var. Birincisi adını da kitaba verdiğim “Güzel Günler Bitti”, kanserden kaybettiğim annemin hastane sürecinden esinlendim. Keçe Keçe’nin anlamı ise benim için daha da geniş. Hikâyede geçen “Keçe Keçe” oyununu ben çocukken annemle oynardık. Biz ailece gerçekten Bulgaristan göçmeniyiz, öyküdeki gibi Jivkov dönemi olmasa da 50’lerde göçmüşüz. O yüzden mübadele ve göç dönemlerinde yaşanan olaylar benim için çok etkileyici. Aynı zamanda bir 80’ler çocuğuyum. Darbe dönemine yetişemediysem de sonrasındaki atmosferi yaşadım, teneffüs ettim. O dönem yaşadığımız pek çok zorluğu sonradan anlamlandırdım. Keçe Keçe karakterini de anneannemden esinlendim. Yani hayatımın farklı dönemlerini, farklı noktalarını ve duygularını birleştirdiğim bir öykü oldu o. Benim için de değeri büyük.

Kitabıma gelince, göreceğiniz üzere minimalizme inanıyorum. Öykücülüğün anlatmaktan çok saklamaktan oluştuğuna inanıyorum. Bu aslında MSGSÜ Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğrendiğim bir bilgi ama benim öykü anlayışımla da tam örtüşüyor. Bir anlamda Zeigarnik Etkisi’nden yararlanıyorum diyebilirim. Eksik bıraktığım noktaların okuru düşündürmesini istiyorum. Şu ana kadar kitabı okuyan herkesten de benzer tepkiler aldım. Hepsi, en kısa öyküyü bitirdikten sonra bile bir süre düşündüklerini, hüzünlendiklerini, yeni öyküye hemen geçemediklerini söylüyor. Kitabı yazarken asıl amacım aynı sokaklarda, aynı yağmurun altında yürüyen kalabalıkların birbiriyle bazen kesişen bazen teğet geçen öykülerden bir insan antolojisi oluşturmaktı ama kitap yayınlanana kadar ölmekte olan bir İstanbul’a ağıt niteliği de kazandı. İstanbul değişiyor ve kitabım bu değişimden hemen öncesini konu ediniyor.

Soru:5 Son olarak günümüz dergiciliği hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Bir de “Kar Öykü” dergimize hiç denk geldiniz mi inceleme fırsatınız oldu mu? Teşekkür ederim.

Bir dijitalci olarak dijital platformların çok fazla önem kazanacağını görüyorum. Bu yüzden günümüz dergiciliği de değişiyor ve dijitale taşınıyor. Kar Öykü Dergisi de bu anlamda çağı yakalamış durumda. Daha önce çok sayıda öykü dergisinde görev almış bir yazar olarak matbaa, dağıtım gibi konuların çok başarılı girişimleri sona erdirdiğini çok gördüm. Bu yüzden Kar Öykü’nün politikasını da içeriklerini de çok beğeniyorum diyebilirim. İleride daha da iyi yerlere geleceğine inanıyorum.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.