Merhabalar, öncelikle teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bu proje “Kar Kültür Sanat” sitesinin bir projesidir. Projenin amacı; dergileri, yazarları, çizerleri, şairleri daha da büyük kitlelere ulaştırmaktır. Bu neticede edebiyatımıza bir nebze olsun katkıda bulunabilmektir. Verdiğiniz destek için teşekkür ederiz.
Soru:1 Kendinizi nasıl tanımlarsınız, sizin gözünüzden kısaca kimdir Bahar Yaka?
Hep okuyan, çokça yazan, biraz da çizen biriyim. Son iki yılda buna bir de atölyeler eklendi. Sendekini paylaşmanın, yazmak isteyenlere ışık olmanın mutluluğu paha biçilmez benim için. Bunlardan hangisini öncelerim hiç bilemiyorum. Bir gün mecbur kalsam hangisinden vazgeçebilirim, karar vermek zor. Yazmak bana, “bu işi iyi yaptığımı” hissettirirken, okumak da hep acemiliğimi, amatör ruhumu, öğrenci tarafımı canlı tutuyor.
Soru:2 Edebiyatla alakanız ne zaman başladı, sizi yazmaya ve yazdıklarınızı paylaşmaya iten şey nedir?
Paylaşmak daima hayatımda önemli bir yerde oldu. Bildiğini kendine saklayanlardan olamadım hiçbir zaman. Gastronomi konusunda blog yazıları yazarak başladım. Okur desteği ve geri dönüşleriyle de bugünlere kadar geldim. Onların beğenisi ve motivasyonu olmasaydı kurgu yazmaya cesaret edemeyebilirdim. Bendeki bir değeri ortaya çıkardılar diyebilirim.
Soru:3 Ödüllü bir yazarsınız, atölyeler düzenliyorsunuz. Atölyelere karşı bir ön yargı var hem de oldukça fazla olduğunu düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz bir eğitmen olarak, atölyeler olmazsa olmazlar mıdır?
Atölyelere karşı olan ön yargı birçok şeye karşı olandan daha fazla değil aslında. Bu sebeple biz inandığımız işi yapmakta ısrar ediyoruz. Bizim için sonuçlar önemli. Atölyelere başladığımız 3 yıldan beri 9 katılımcımız yazar olma hayallerine kavuştu ve kitaplarını ellerine aldı. Bunların dışında atölyelerden çıkan sayısız öykü, çeşitli dergilerde ve öykü seçkilerinde yer aldı. Bu somut bir başarıdır.
Bana hep sorarlar “Yazmak öğrenilebilen bir şey midir?” diye… Evet, kesinlikle öğrenilebilen bir şey… Derslerde yazmanın tekniği açısından çok önemli, kilit ipuçları, taktikler, yöntemler ve hap bilgiler veriyoruz. Yaratıcılığı tetikleyen kaynakların aslında ne kadar sonsuz olduğunu gösteriyoruz. Bir de bu kaynakları nasıl kullanacaklarını. Ama en önemlisi, atölyeye gelmenin yazan kişide düzenli bir yazma disiplini oluşturması. Hele bir de bunu hayatına adapte edebilirse, yazma konusunda gelişmemesi mümkün değil. Bu konuda yeteneği olan, bu işe gönül vermiş kişilerin doğru yönlendirmeler ve yapıcı eleştirilerle, iyi yaptıklarını koruyup zayıf ya da eksik yönlerini geliştirebildikleri bir atölye nasıl olur da ön yargılar sayesinde gereksiz görülür, anlamış değilim.
Soru:4 Son çıkan kitabınız “Bu Kitabın Yazarı Öldü” gerçekten ismiyle ve kapağıyla ilgi çekici bir kitap. Kapak tasarımına karışır mısınız? Kitaplarınıza ya da öykülerinize isim verirken “sahip olduğunuz bir yöntem” var mı? Yani Bahar Yaka, nasıl adlandırır yazılarını?
Son kitabın isim ve kapak tasarımı tamamen bana ait. Bu konuya önem veriyorum, çok kafa yoruyorum ve bunun özellikle son kitapta çokça karşılığını aldık diyebilirim. Arka kapakta kızımın çektiği bir orman fotoğrafını kullandık ki bu fotoğraf, hikayenin mekanına ve atmosferine çok uydu. Arka kapak yazısı ile okuyucuyu şartlandırmak yerine meraklandırıp kitabı okumasını sağlamayı yeğledim. İsmi çok merak uyandırıyor ve elbette hikâyede bir yeri var. Ön kapakta kendi adımın olmasını istemedim. Çünkü yazarın değil eserin ön planda olmasını hedefledim. Aynı şekilde hikâyede geçen karakterlerin de isimleri yok. Bunu yaparken de okuyucu için, karakterler değil, hikâye ön planda olsun istedim.
Soru:5 Son olarak günümüz dergiciliği hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Bir de “Kar Öykü” dergimize hiç denk geldiniz mi inceleme fırsatınız oldu mu? Teşekkür ederim.
Bunu yazarken biraz çekiniyorum ama ben matbu dergileri seven, klasik bir okurum. Bir sonraki sayı çıkana kadar defalarca elime almayı, kenarlarına notlar yazmayı, sayfa aralarında bir şeyler unutmayı ve yıllar sonra onları bulmayı çok seviyorum. Her çağ kendi ürünlerini, sanat eserlerini ve sanatçılarını doğuruyor. Buna e-dergiler de dahil. Çağın gerisinde kalmamak ve yeni nesil edebiyatseverleri desteklemek adına takip ediyorum ve elimden geldiğince de içlerinde var olmaya, destek olmaya çalışıyorum. Elektronik ortamda olan her şey bana bir yanı eksik geliyor. Dileğim, e-dergiler bu denli artarken, matbu dergilerin tamamen yok olmaması. Kar Öykü’yü neredeyse kurulduğu günden beri biliyor, takip ediyor ve destekliyorum. Kısa zamanda segmentinde iyi yerlere geleceğinden eminim.
Teşekkürler.